Wednesday, October 31, 2007

EVP = “Why would a talented person want to work with us?"

Yesterday, I watched a webcast on Staying Ahead of Change: The Importance of the Employment Value Proposition. The presenter were Mitzi Adwell (Practice Leader, Talent Management – The Newman Group) and Gautam Ghosh (Co-Founder & Managing Partner – The Imagence Partners)

What is EVP:
• What attracts a candidate to an organization
• What keeps her motivated and contributing
• Is more than employer branding
• Is more than salary and perks

Perspective: Where does EVP affect your talent management operations?
Attraction Drivers (Sourcing: Strategies to attract targeted talent for organizational fit)
Commitment Drivers (Retention: Activities to increase the EVP commitment levels of employees, thus increasing satisfaction & reducing turnover)

The EVP Encompasses the Entire Employee Experience
Rewards: Compensation, Health Benefits, Retirement Benefits, Vacation
Opportunity: Stability, Future Career Opportunity, Development Opportunity, Meritocracy, Growth Rate
Organization: Empowerment, Integrity, Respect, Industry Desirability, Formal & Informal Work Environment, Diversity, Social Responsibility, Brand awareness, Market Position, Product – Service Quality, Technology Level, Risk Taking, “Great Employer” recognition, Organizational Size
Work: Job Interest Alignment, Recognition, Innovative Work, Level of Impact, Location, Business Travel, Work Life Balance
People: Manager Quality, Coworker Quality, People Management, Collegial Work Environment, Sr. Leadership Reputation, Camaraderie

Conclusion
• Every Organization has an EVP, whether they know it or not
• Attraction & Commitment Drivers determine the shape and effectiveness of the EVP
• A conscious and continuous focus on EVP is vital in
competing for talent.

Sources/Related links:
http://gauteg.blogspot.com/
http://humancapitalinstitute.org/hci/events_webcasts.guid
http://www.tngconsulting.com/
http://www.net-temps.com/employers/hrcorner/?id=17



Tuesday, May 15, 2007

You can be anything you want to be
Just turn yourself into anything you think that you could ever be
Be free with your tempo, be free be free
Surrender your ego - be free, be free to yourself
(Queen - Innuendo)

Wherever you are in the world, you have the potential to flourish - professionally and personally
(KPMG, from the Careers page)

Söyle bakalım,
Yapmacıklıktan, bencillikten, kıskançlıktan ve kibirden yorgun düşmedin mi?
Üzüntüden, hüzünden, sinirden, stresten, ve boşluk hissinden yeterince çekmedin mi?
Sence birşeyler yanlış değil mi?
Daha doğal olmanın, arkadaşlığın ve alçakgönüllülüğün,
Seni sınırlayan, körleştiren ve kendini tanımana izin vermeyen şeylerin esaretinde yaşamaktan daha önemli olduğunu düşünmüyor musun?
Huzur ve bilginin senin için olduğunu farketmiyor musun?
?

Saturday, January 6, 2007

uzun zaman sonra yeniden resim yapmak...









Muhtemelen hayatımın son sömestir tatili

Klavyede Türkçe karakterler kullanmak zor bir şey değilmiş. Bu minik sorun sadece ele alınıp çözülmeyi beklermiş meğer. Beni bu konuda harekete geçiren - Boğaziçi'nin ilk yılında aldığım "Introduction to Data Processing" dersinden - hocam Haluk Selendi'ye teşekkürler.
Bugünlerde sömestir tatilinin tembelliği içerisinde geçiyor hayatım. Hızlı düzene alışınca insan boşlukta ne yapacağını şaşırıyor. Aslında yapacak bir dolu şey var ama el atamadan gün bitiyor. Mesela bir hocamın verdiği bir kitap var "2025 - Scenerios of US and Global Society Reshaped by Science and Teknology (2025 - Bilim ve teknoloji ile yeniden şekillenen ABD ve dünyaya ilişkin senaryolar) isimli. Onu bitirmek istiyorum. Ayrıca hiç sonu gelmeyen CV ve cover letter düzenlemelerimi yapıp okulun kariyer sayfasına yeni halleriyle koymak istiyorum. İkinci dönem yine şirketler gelecek okula, yaz stajı için mülakat yapmaya. Mülakatlara hazırlanmam da lazım. Belki de en önemlisi şu anda; ehliyet almam gerekiyor çünkü burada ilk altı ayımı devirmek üzereyim ve altı aydan sonra Türkiye ehliyetini kabul etmiyorlar. Bir de yapmak istediğim önemli bir şey var ki, o da "Modern Türkiye Cumhuriyeti" hakkında bir sunum hazırlayıp hocalarıma ve bölümdekilere sunmak. Burada pek çok kişi Türkiye'den bihaber. Emre Kongar'ın "Tarihimizle Yüzleşmek" adlı kitabını baz alarak hazırlamayı düşündüğüm sunumda Türklerin nasıl Anadolu'ya geldiğinden, islam dininin nasıl seçildiğine, Osmanlı'nın yıkılışından Atatürk'e, Ermeni meselesinden yakın doğuda olup bitenlere bir çok önemli konuyu ana hatlarıyla anlatmak istiyorum. Ülkemizin tarihini ve günümüzdeki koşullarını doğru bilmek ve objektif bir şekilde anlatmak hepimizin sorumluluğu. Yardım ve önerilerinizi memnuniyetle beklerim. Özetle hem okulun açılmasını istemiyorum - tipik her öğrencinin istemediği gibi - hem de bu tek düze ve verimsiz günlerden sıkılmaya başladım. Bendeki de her uzun tatil aynı hikaye. Boş durunca huzursuz oluyorum. Aklımda ve yapılacaklar listesinde bir sürü gerekli gereksiz iş yapılmayı beklerken, ben ne yapsam da yan çizsem diye bakıyorum. Normal Sevi'nin tam tersi bir karakter! Ben de yeni uğraşlar ediniyorum zaman geçsin diye. Adam akıllı yemek bile yapıyorum. Adamakıllı derken kasdettiğim her zaman yaptığım öğrenci işi pratik ve aynı zamanda sağlıklı yemeklerin dışında yemekler. Mesela geçenlerde limonlu biberiyeli fırın tavuk yaptım. Yine çok sağlıklı ama daha zaman alıcı. Oyalanırken her şey güzel de, eninde sonunda vicdan azabı çekiyorum yapmam gerekenleri yapmadan bir gün daha devirince. Bu arada güzel bir şey de oldu, tatil bahanesiyle ben yeniden resim yapmaya başladim. En son Almanya'da değişim programı öğrencisiyken resim dersi almıştım (2004'ün ilk dönemi) Türkiye'ye dönünce de devam etmemiştim. Bir iki gece üstüste çiziktirdim birşeyler. Hatta dün komik ve aynı zamanda bana cesaret verici bir şey oldu: Eve kablolu tv bağlamaya bir adam gelmişti. Adam ortada gezinen - bitirilmeyi bekleyen (ama baktıkça içinde pek çok hata gördüğüm için sonrasında üzerinde daha fazla uğraşmaktan vazgeçtiğim)- resmimi gördü ve sordu: "Acaba yeğenimin bir fotoğrafını getirsem onun da portresini çizer misiniz, fiyatı ne kadar olur?" :))) Tabi hem şaşırdım hem mutlu oldum hem de güldüm durumun beklenmedikliği karşısında. Cevap olarak ben, yeğeninin resmini yapmaya çalışacağımı, bunun benim için bir pratik yapma fırsatı olduğunu ve eğer güzel yapabilirsem resmi memnuniyetle hediye edeceğimi söyledim. Adam da şaşırdı, teşekkür etti ve haftasonu fotoğrafı getireceğini söyleyerek gitti.

Friday, December 1, 2006

Öğrenecek çok şey var!

Gunumuzde bilgiye ulasmak oldukca kolay ama binlerce kaynagin icinde kaybolmamak zor. Bilgi bombardimaninin altinda kalip pek cok yararli bilgiyi beynimiz henuz kaydedemeden kaybetmemiz ise kacinilmaz. Bu siteye beni etkilemis, ogretici, ilham verici seyleri yazmayi amacliyorum. Boylece hem ben bilgileri daha duzenli bir sekilde muhafaza edebilecek ve yazarken icime sindirebilecegim, hem de bu siteyi ziyaret edenler kendi kisisel gelisimlerine katki saglayacak parcalar bulabilecekler. Umut ediyorum ki ben de alacagim geribildirimlerle ufkumu genisletecegim.

Bloguma isim dusunurken Tom Peters'in "Re-imagine!" kitabinda bir cumle gozume takildi:
"There are enthusiasts... those who are visibly energetic and passionate about everything. And there are those who are not. Find the enthusiasts."
(Bu cumlelerin gectigi yazi hakkinda ileride ayrintili yazacagim.) Ben bu sitenin hayata dair her seye acik, merakli, ogrenmeye doymayan insanlarin yeri olmasini istiyorum. Enthusiast kelimesinin Turkce karsiligi; cosku dolu birisi, bir seye hayranlik duyan kisi veya atesli taraftar olarak veriliyor zargan'da. Malesef hic bir tanim kasdettigim anlami vermedigi icin kelimenin Ingilizcesinde karar kildim. Basligi da ona uydurdum. Bir aciklama daha; klavyemde Turkce karakterler mevcut degil, yazarken her seferinde cengelli, noktali harflerimizi kopyalayip yapistirmak cok zahmetli ve zaman kaybettirici oldugu icin simdilik bu sekilde yaziyorum. Buna pratik bir cozum bulur bulmaz dogru sekilde yazacagim. Evet...

Herkese merhaba!